Milli kütüphane tarafından "hurda" diye
Hurdasan'a gönderilen ve kilosu 15 kuruşa satılan 140 ton kitap ile yazılı materyaller arasından 100 yılı aşkın geçmişe sahip önemli
eserler çıktı. "İyi korunacağı düşüncesiyle"
Milli Kütüphane'ye teslim edilen belgelerin,
Milli Kütüphane tarafından
Hurdasan'a gönderildiği ortaya çıktı. Kilosu 15 kuruşa satılan 140 ton kitap ile yazılı materyaller arasında 100 yılı aşkın geçmişe sahip önemli
eserler de var.
Konya Yazma
Eserler Kütüphanesi'nin koleksiyonunda,
Milli Kütüphane damgalı bir
eserin satın alma yoluyla tekrar devletin arşivine kazandırılması sonucu süreç başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, kendi materyalini satın aldığını fark edince Kütüphane'yi inceleme altına aldı. 2007 ve 2011'de Kütüphane'nin 147 tonu bulan, içinde bibliyografyalar ile cilt bütünlüğü olmayan gazete ve dergileri "atık kağıt" adı altında
Hurdasan'a sattığı bilgisine ulaşıldı ancak satılan
eserlerin listesine erişilemedi. 2011'de yapılan kitap ve süreli yayınları kapsayan satışta sağlam ve koleksiyon değeri olan kitapların bulunduğu belirlendi. Yapılan araştırma sonucu, Kütüphane damgalı binlerce
eserib sahaflar, koleksiyonerler ile akademisyenlerin elinde olduğu, bu
eserlerin 15 kuruşa kadar inen bedellerle satıldığı tespit edildi.
ANADOLU AJANSI BELGELERİ
Bakanlığa bilgi veren bir koleksiyoner, elinde Anadolu Ajansı'nın 1938-1968 yılları arasına ait daktilo ile yazılmış haber bültenlerinin bulunduğunu ifade etti. Materyalleri Hurdasan'a atık kağıt adı altında 2011'de satılan malzemelerin içinden ayıklandığını belirten koleksiyoner, AA ile yaptığı görüşmede yasal yollarla aldığı bu koleksiyonu veremeyeceğini ancak fotokopileri paylaşabileceğini söyledi.
Hurdaya giden materyallerin içinde Yunanca yazılmış İbni Haldun'un "Tercüme-i Mukaddime" adlı eserinin yanı sıra dünyada tek nüshası bulunan 1870'te Yunanca basılmış "Trabzon Tarihi" adlı derginin de olduğu saptandı. Bakanlık, son olarak Kütüphane damgalı kitapların dönemsel olarak sahaflar arasında yapılan müzayedelerde hala satıldığı ve bir kısım eserin de İstanbul'daki sahaflara gittiği bilgisine ulaştı.
Bu haberi okuyunca çok üzüldüm.Tarihe ışık tutacak eserler bu kadar kolay gözden çıkaran ve değersiz olduğunu düşünenlerin çok büyük bir hata yaptıklarını anlamaları için bu haberi sizlerle paylaşmak istiyorum.