5 Kasım 2020 Perşembe

ABD Seçiminde son durum

0 yorum

 


 

 ABD seçimlerindeki belirsizlik sürmekte Trump ve Biden  ayrı ayrı açıklamalarda kazandığını söylemesine rağmen , Salıncak eyaletlerdeki oylar seçim sonucunu belirliyecek gibi görünüyor.

Biden  bir adım daha Başkanlığa yakın gibi görünmesine rağmen ,Trump da şansı var gibi. 

Covid 19 nedeniyle büyük ölçüde seçmenlerin posta yolu ile oy kullanması nedeniyle seçim sonuçları bir süre daha kesinlik kazanmıyacak gibi görünüyor 


Haberin Devamı ►

4 Nisan 2019 Perşembe

2019 Seçim Sonuçları

0 yorum


Evet,

Bir seçim daha bitti. ama  4 gün geçmesine rağmen sonuçlar hala açıklanamadı. Demokraside bunlar olağan şeyler beklemek ve sabretmek lazım ,çok ciddi değişimlerin olduğunu düşündüğüm seçim sonuçlarında İstanbul ve Ankara 25 yıl sonra el değiştirdi.

Benim görüşüm bunun olumlu olacağı yönünde çinkü değişim her zaman iyidir.Her ne kadar olsa da ikitidar bunu kabul etmek istemesede sonucunda kabulleneceğini düşünüyorum.

Olması gerekende bu ... Millet hizmeti baki kişiler gelip geçiçidir.

Yazıya başlamadan önce son durumua bakmıştım , fazla değişen bir şey yok

Hadi hayırlısı bakalım
Haberin Devamı ►

Merhaba

0 yorum
Uzun bir aradan sonra tekrar  paylaşım yapmak çok güzel .Nerdeyse yaklaşık 1 yıldır hiç paylaşım yapmadığımı fark ettim

İşler güçler derken sizleri ihmal ettim .Bundan sonra burdayım dostlar hadi başlayalım...

OSD

Haberin Devamı ►

9 Kasım 2016 Çarşamba

Piyasaların kazananları kaybedenleri (Trump etkisi)

0 yorum
  • ABD'de Donald Trump'ın başkanlığa seçilmesi piyasalarda türbülans yarattı. İşte piyasalardaki Trump etkisi...
  • KAYBEDENLER  (DOLAR)

    KAYBEDENLER  (DOLAR)
    • Dolar, euro karşısında yüzde 2'nin üzerinde değer kaybetti. Euro/dolar paritesi 1,1020'lerden 1,1299'a kadar yükseldi. Dolar endeksi 97,91'den 96,26'lara indi.
    • MEKSİKA PESOSU

      MEKSİKA PESOSU
      • Başkanlık seçiminin en büyük kaybedeni Meksika pesosu oldu. Trump'ın sınırına duvar örmeyi vadettiği ülkenin para birimi yüzde 11'e yakın eriyerek dip yaptı.
      • TÜRK LİRASI

        • olar/TL dün kapanışta 3,17 seviyesindeydi. Piyasalar kapalıyken sabaha karşı likit piyasada 3,30'a çıkarak tarihi zirveyi yeniledi. Daha sonra 3,18'in indi. Euro da 3,6774'le rekor kırdıktan sonra 3,53'ün altına indi.
        • Yatırımcıların güvenli liman varlıklara yönelmesine paralel olarak petrol fiyatları geriledi. ABD ham petrolü yüzde 3 düşüşle 43,62 dolara, Brent petrolü yüzde 2,6 düşüşle 45 doların altına indi. Brent petrol 44,4 dolarla 3 ayın en düşük seviyesine geriledi.
        • KAZANANLAR (ALTIN)

          • Altın fiyatlarında sert yükseliş yaşandı. Altının ons fiyatı yüzde 5 yükselerek 1337 dolara fırladı. 30 Eylül'den beri en yüksek seviyeye çıkan altın 2008'den beri en büyük günlük yükselişini kaydetti.

          JAPON YENİ

          • Japon yeni dolar karşısında yüzde 3'ten fazla yükselerek 101 seviyesine geriledi.
          • İSVİÇRE isviçre frangı da dolar karşısında yüzde 2'nin üzerinde değer kazanarak gecenin kazananlarından oldu.

          • kaynakwww.ntv.com.tr


Haberin Devamı ►

ABD'nin yeni başkanı Trump oldu

0 yorum

ABD, 45. başkanını seçmek için sandık başına gitti. 2016 Başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi aday Donald Trump, favori Demokrat Parti adayı Hillary Clinton karşısında seçimi önde bitirdi. Pensilvanya eyaletindeki 20 delegeyi de kazanan Trump 274 delegeye ulaşarak ABD Başkanı oldu. Hillary Clinton, Trump'ı arayarak yenilgisini kabul etti.

kaynak .www.ntv.com.tr

Haberin Devamı ►

6 Kasım 2016 Pazar

0 yorum

ABD başkanlık yarışında nefesler tutuldu. Zenginlerin daha fazla vergi ödemesini savunan Clinton’a karşı Trump, verginin yüzde 15’e çekilmesini istiyor. NAFTA’yı fesh etmesi ve FED’e “şahin” üyeler ataması beklenen Trump’ın, gelişmekte olan ekonomileri için risk oluşturabileceği belirtiliyor.

Amerika’da seçmenin yarın sandık başına gideceği başkanlık yarışından kimin zaferle çıkacağı dünya ekonomisinin kaderini de belirleyecek. Seçim vaatleri birbirinden keskin çizgilerle ayrılan adaylardan Demokrat Clinton, zenginlerin daha fazla vergi ödemesini savunurken, Trump bu vergi türünde yedi vergi diliminin 3’e indirilmesini istiyor. NAFTA’yı fesh edeceğini açıklayan ve FED’e daha şahin üyeler ataması beklenen Trump’ın, Türkiye gibi gelişmekte olan ülke ekonomileri için risk oluşturabileceği belirtiliyor.

CLİNTON'DAN ZENGİNE EK VERGİ

Clinton ve Trump’ın politikalarının başında vergi reformları geliyor. ABD’nin çarpık vergi sistemini basitleştirmeyi ve adilleştirmeyi taahhüt eden iki adayın bunun için öngördükleri reformlar ise oldukça farklı. Clinton, adil bir vergi sistemi için zenginlerin daha fazla vergi ödemesi gerektiğini belirterek, yılda 5 milyon dolar ve üstünde gelir elde eden zenginlere yönelik vergi oranının yüzde 39,6’dan yüzde 43,6’ya yükseltilmesini öneriyor. Clinton’ın bu önerisi, şu an yüzde 10’dan başlayarak yüzde 15, yüzde 25, yüzde 28, yüzde 33, yüzde 35 ve yüzde 39,6’a kadar yükselen vergi oranlarına tabi tutulan yedi gelir dilimine bir yenisinin eklenmesi anlamına geliyor. Yılda 1 milyon dolar ve üzeri kazancı olanların en az yüzde 30 gelir vergisine tabi tutulmasını isteyen Clinton, Amerikalı şirketlerin vergi ödemekten kaçmasını engellemeye yönelik yeni düzenlemeler de vadediyor.

10.4 MİLYON YENİ İSTİHDAM

Clinton, zengin Amerikalıları hedef alan vergi reformları sayesinde elde edilecek ekstra kamu geliriyle altyapı yatırımlarını, eğitim faaliyetlerini ve temiz enerji projelerini desteklemeyi planlıyor. Bunların ekonominin daha hızlı büyümesine katkı sağlayacağına inanan Clinton, ekonomi politikalarının 10 yılda 10,4 milyon yeni istihdam sağlayacağını iddia ediyor.

TRUMP VERGİLERİN AZALTILMASINI İSTİYOR

Emlak milyarderi Trump, vergilerin azaltılmasının ekonomiyi canlandıracağı teziyle gelir vergisi dilimlerinin ve bunlara karşılık gelen vergi oranlarının yediden üçe indirilmesi teklif ediyor. Ayrıca, şu an yüzde 35 olan kurumlar vergisinin yüzde 15’e çekilmesini öneren Trump, bunun Amerikalı şirketlerin daha düşük vergili ülkelere taşınmasını önleyeceğini ve taşınanların geri dönmesini sağlayacağını öne sürüyor. Trump, buna ilaveten, Cumhuriyetçilerin uzun zamandır karşı çıktığı veraset vergisinin tamamen kaldırılmasını planlıyor.

POLİTİK KRİZE YOL AÇAR

Washington merkezli düşünce kuruluşlarından Brookings ve Urban enstitülerinin iş birliğiyle kurulan Vergi Politikası Merkezi'nin analizlerine göre, Clinton'ın vergi politikaları önümüzdeki 10 yıl içinde vergi gelirlerini 1,1 trilyon dolar artıracak. Trump'ın vergi reformu ise 9,6 trilyon dolarlık gelir kaybına yol açacak. Bu nedenle, Trump'ın başkan seçilmesinin ülkenin halihazırda yüksek olan bütçe açığını sürdürülemeyecek seviyelere çıkararak, yeni bir finansal krize yol açabileceği yorumları yapılıyor.

Ticaret karşıtlığında Trump önde

Demokrat aday Clinton sadece istihdam imkanları ve daha yüksek ücretler sağlayacak ticaret anlaşmalarını destekleyeceklerini söylerken, Trump yürürlükte olan ve müzakare edilen tüm anlaşmaları iptal etmeye kadar varan popülist teklifleriyle öne çıkıyor.Dışişleri Bakanı iken müzakerelerini sürdürdüğü Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) hakkında fikir değiştiren Clinton, son hali kamuoyuna sunulan anlaşmayı kendi kriterlerini karşılamadığı için desteklemeyeceğini söylüyor. Trump ise hem TPP'ye hem de Avrupa Birliği ile müzakare edilen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması'na (TTIP) karşı çıkarken, Clinton’un ise her iki anlaşmayı da imzalayacağını iddia ediyor.

NAFTA’ya iptal Meksika ve Çin’e yeni vergi duvarı

Hillary Clinton’ı eleştirirken eşi Bill Clinton’un imzaladığı Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nı (NAFTA) sık sık dile getiren Trump, “ABD’nin imzaladığı en kötü anlaşma” olarak nitelendirdiği NAFTA’yı feshedeceğini söylüyor. Cumhuriyetçi adayın, ayrıca Çin'den ve Meksika’dan ithal edilen mallara sırasıyla yüzde 45 ve yüzde 35 tarife uygulanması gibi daha önce hiç kimsenin teklif etmediği aşırılıkta planları var. Dolayısıyla, Trump’ın başkan seçilmesi halinde ABD’nin ticari ilişkilerinde radikal değişiklikler yaşanması öngörülüyor.

Bankacılık Yasası’na tırpan

Finansal regülasyonlar, iki adayın birbirine zıt politikalara sahip olduğu bir başka başlık. Clinton, 2007-2008 finansal krizinden sonra yürürlüğe giren “Dodd-Frank Bankacılık Yasası” gibi finansal regülasyonların korunmasını ve geliştirilmesini öngörüyor. Aşırı regülasyonların ülkeyi her yıl 2 trilyon doların üzerinde zarara uğrattığını ve ekonominin yüzde 25 daha küçük kalmasına neden olduğunu savunan Trump ise Dood Frank'ın tamamen kaldırmasını istiyor. Bu, Tüketicinin Finansal Haklarının Korunması Ofisi, Finansal İstikrar Gözetim Konseyi ve Federal Sigorta Ofisi gibi kuruluşların kapatılacağı anlamına geliyor.

Trump gelirse Yellen gidebilir

Kaderi başkanlık seçimini kimin kazanacağına bağlı bir başka kurum ABD Merkez Bankası (Fed). Fed Başkan Yellen’i, Beyaz Saray’ın isteği kararları almakla suçlayan Trump, hedef aldığı Yellen için, “Ülkeye yaptıklarından ötürü utanması gerekir” ithamında bulunuyor. İlk 4 yıllık görev süresi 2018’de dolacak Yellen’i yeniden aday göstermeyeceğini açıklayan Trump’ın, başkan seçilmesi halinde yönetim kuruluna daha “şahin” üyeler ataması bekleniyor. Clinton’un yine statükoyu koruyacak “güvercin” atamalar yapacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla, başkanlık seçiminin sonucu, paranın patronu Fed politikaları açısından tüm dünya için önem taşıyor. Öte yandan, saat başı asgari ücretin Clinton,7.50 dolardan 12 dolara, Trump ise 10 dolara çıkarılmasını istiyor.

Ekonomi için büyük risk

ABD’de başkanlık seçimlerini Trump'ın kazanmasının gelişmekte olan ekonomileri için risk oluşturabileceğini tahmin ediliyor. Berenberg Türkiye Ekonomisti Wolf-Fabian Hungerland, Trump'ın dünya ekonomisi için en büyük risklerden bir tanesi olduğunu kaydetti. Trump'ın ne yapacağı belli olmayan bir aday olduğunu vurgulayan Hungerland, özellikle uygulamak istediği dış politikanın yatırımcılar için belirsizlik oluşturabileceğini anlattı. Wolf-Fabian Hungerland, Trump'ın ABD Başkanı olması durumunda gelişmekte olan piyasalarda da belirsizliğin hakim olabileceğini belirtti. Hungerland, Trump'ın başkan olmasının Türkiye için iyi bir sonuç olmayacağı öngörüsünde bulundu.

Clinton’la TL güçlenebilir

TD Securities Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Cristian Maggio, Trump'ın kazanması sonrasında gelişmekte olan para birimlerinin ve hisse senetlerinin değer kaybedebileceğini, Türkiye piyasasının da bu etkilenen grup içerisinde olabileceğini aktardı. Maggio, Meksika gibi ülkelerin böyle bir sonuçtan en fazla etkilenebileceğine dikkati çekerek,Clinton'ın kazanması durumunda ise TL'nin kısa süre de olsa güçlenebileceğini dile getirdi. Maggio, "Aslında hangisi kazanırsa kazansın uzun vadede kayda değer bir fark olmayacak. Hatta Clinton'ın kazanması gelişmekte olan piyasalar için önemli olan emtialar üzerinde olumsuz etkiye sahip olabilir" ifadelerini kullandı.
karar -sanalbasın.com

Haberin Devamı ►
0 yorum

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne FETÖ operasyonu

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Menemen ve Karaburun belediyelerinde çalışan ve Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) kriptolu haberleşme sistemi 'ByLock' kullandıkları belirlenen 20 kişi düzenlenen operasyonda gözaltına alındı.


zmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, örgütün kriptolu haberleşme sistemi 'ByLock' kullandıkları tespit edilen İzmir Büyükşehir Belediyesi  ile Menemen ve Karaburun belediyesi çalışanlarına bu Sabah eş zamanlı operasyon düzenledi. Haklarında yakalama kararı bulunan 22 kişinin adreslerine yapılan baskınlarda itfaiyeci, şoför ve temizlikçilerin de bulunduğu  20 şüpheli gözaltına alındı. Firari durumdaki 2 şüphelinin aranmasına devam edilirken, gözaltına alınan şüpheliler sorgulanmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.

milliyet 
Haberin Devamı ►

BES'le ikinci emekli maaşı dönemi başlıyor

0 yorum

45 yaş altı çalışanlar önemli bir karar verecek. 1 Ocak’tan itibaren Bireysel Emeklilik Sistemi’ne otomatik olarak katılacak çalışanlar; ya ayrılacak ya da kalarak 3’lü destekten yararlanıp, ikinci emekli maaşını elde edecek



45 yaş altı ücretli çalışanlar için 1 Ocak'tan itibaren Bireysel emeklilik Sistemi'ne otomatik katılım başlıyor. Çalışanlar işverenleri tarafından bir bireysel emeklilik planına dahil edilecek. İsteyen cayma hakkını kullanacak, isteyen de sistemde kalarak hem 3'lü destekten yararlanıp hem de ikinci emekli maaşını elde edecek.

Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Uluç İçöz, "Emeklilik şirketini işverenler seçecek ve buraya çalışanlarını otomatik olarak kaydedecekler. Hangi işverenlerin ne zaman kapsama alınacağı Bakanlar Kurulu kararında net bir şekilde ortaya çıkacak" dedi. İçöz, şöyle konuştu: 'FON kararını çalışan verecek' "Emeklilik şirketinin seçimi işverene ait, fakat fon tercihi çalışana ait olacak. Çalışan 2 aylık sürede cayma hakkını kullanmadı diyelim, ondan sonra da birikimlerini alıp sistemden ayrılabilecek. Yüzde 25 devlet katkısı burada da mevcut. Bir de cayma hakkını kullanmayanlara bin lira 'hoşgeldin bonusu', 'ek devlet katkısı' dediğimiz bir ilave sunulacak. Sistemden emekli olduktan sonra, eğer birikimlerinizi maaş olarak almak isterseniz yüzde 5 ekstra devlet katkısı yapılacak."
Haberturk

Haberin Devamı ►

14 Ekim 2014 Salı

Çay deyip de içip geçmeyin ! Tarihi neredeyse bundan beş bin yıl önceye dayanan ve kendi kıymetini her geçen yüzyılda katlayandır çay…

0 yorum
Yaklaşık 6.yüzyılda uykusuzluk orucu tutan budist rahipler bunun işlerine yarayacak bir şey olduğunu düşünüp bir özen, bir zahmet çayı Japonya’ya taşıyorlar. 1300-1400’lere gelindiğinde doğudan Hindistan ve İngiltere arasında seferler yapan East India Company adında bir şirket tarafından bu bölgelere de taşınmasıyla çayın hikayesi başlıyor.
 
Çayın tüm bu serüveni demlenen devinim misali yıllar içerisinde hep baki iken, birkaç zamandır dikkat kesilip şöyle bir baktım da, çay daha önceleri İstanbul’da hiç bu kadar özlenmemiş sanırım. Hani var olup da kıymetini göz ardı ettiğimiz kendimizce sıradanlaştırdığımız sonra bir anda kıymeti tekrar artan eşyalar gibi, insanlar gibi… Bundan yıllar yıllar öncesinden çeşitlendirilip tatlandırılıp; saray hayatından tutun da, halkın her kesiminde herşeyle mutlaka kendine bir eşlik bulan çay, artık tek başına özel sunumla tarih sahnesinde, tecrübesinin haklı gururuyla yer alıyor. 
 
Mutluluğa, derde, zamansız gelen ilhama, zamansız giden sevgiliye, iç ferahlatırcasına gelen dosta eşit mesafeden bakan, yabancılaştırmayan, hepsine kucak açan, sırt sıvazlayan çayın şiirlere şarkılara verdiği tat bugün hepimizin duygu haritasını çıkarırır cinsten...
 
Gelgelelim İstanbul’da bu keyifte olan, muhabbetle çay içilebilecek mekanları, bir süre önce zamana yayacak sakinlikte keşfe çıktım. “İstanbul ocak, insanlar demlik” misali her yerde özel çaycılar, hususi sadece çay satışı yapan mekanlar var. Her birinin birbirinden özel çayları, konumları ve müdavimleri mevcut ama ya mekanlarda konseptle alakasız müziklerin olması ya da istediğim keyfi bulamadığımdan mıdır nedir, kendime bir çay noktası edinemedim. Mekanla bütünleşemedim. 
 
Evvel zamandan beri beklediğim işaret, kısa bir süre önce Üsküdar ve Fatih’ten geldi. Yine suriçi ve eski istanbul semti işte dedim kendi kendime, ne varsa burada kaybolan yine buradan çıkıyor :)  İşin tuhafı buralara da yakışıyor. İlk keşfim...
 
Saatli Kahve
 
 
 
Fatih’te Fatih Camii’nin hemen ardında Türbe Kapısı sokağında bulunuyor. Hava akımından mıdır nedir, sokağın serinliğini size anlatmam imkansız. Güneşten kibrite dönmüş bir halde yürüyüp geldiğim yerde, sokağa girmemle serinleyip noluyor diye etrafıma bakınmam bir oldu. Küçük bir çay ocağı gördüm önce içeride, sonra içerisinde bir masa. Dışarıda caminin duvarlarının dibine konulmuş masalarda insanlar getirdikleri atıştırmalıklarının, yemeklerinin yanında çay ziyafeti yapıyorlardı. Atıştırmalıkların ardından gece geç saatlere kadar aralıksız dolup boşalan bardaklara, vakit zamanlarında minareden yükselen ezan sesi es veriyordu. 
 
Ağırlıklı olarak gezgin, fotoğrafçı veya bu yola baş koymuş gençlerin uğradığı, bazen selam verip geçtiği bir mekan olanSaatli Kahve, sokağın kuytusunda yolu düşen herkesin gözüne aşina bir yer haline gelmeye aday. Bu arada bu küçük kahve henüz yeni olduğundan şu ara düzenlenme halinde. Adından mütevellit saat ikonunu, ilerleyen günlerde duvarlarında göreceğimiz ve de sanıyorum bize zamanı özetleyen bir mekan halini alacak burası. Atlamadan geçmeyelim; çayın en sıkı arkadaşı muhabbeti ve ortamıdır deriz ya hep, heh işte Saatli Kahve de işletenleri ve müdavimleriyle bunu çokça karşılayan mekanlardan olacak gibi. Mekanda çay, soğuk içecek ve muhabbet var. Yiyecek bir şey arzu edenler, çevre yerlerden söyleyip buraya getirtebiliyor, sonra çay keyfini burada yapıyor. Mekanın bu duruma herhangi bir itirazı yok, bu da ayrı bir güzelliği…
 
Saatli Kahve’de çaya eşlik edecek etraftan alabileceğiniz öneriler: 
 
Hemen üst sokağında bulunan Rumeli Dondurmacısı’ndan meşhur arnavut tatlısı trileçeden alabilirsiniz. 
 
Veya yine yakınındaki Zuhal Pastanesi'nden çayın yanına simit, poğaça gibi katık edebileceğiniz güzel seçenekler mevcut. 
 
 
Yaşadığım yer Anadolu yakası olduğu için Fatih’e her zaman gitmeye fırsat bulamadığımdan müzdaripken geçtiğimiz haftalarda Üsküdar’ın Doğancılar’ından sahile doğru inerken bir mekana rastladım. Ama ne şans ! Tam da ararken insan böylesi bir yere rastgelir mi? Bilmiyorum ama belki de mekan beni bulmuştur :) Evet hazırsanız ismini açıklıyorum...
 
Sahibü’l Çay Asaf Osman Efendi
 
 
İçerisinde dört masası anca olan şık tasarlanmış güzel bir yer. Sonraları içinin hikayesini öğrenince merakımı daha da cezbetti ve yüzümde kulaklarıma kadar uzanan bir gülücük beliriverdi. Koştum ilk kendi sosyal sayfalarım üzerinden yazdım, arkadaşlarıma anlattım; “çok kalabalık gitmeyin yer bulamayabilirsiniz zaten gittiğinizde birileri oturuyor olacak, bir de siz eklenirseniz muhtemelen eklenemezsiniz” dedim… O rasladığım gün yer bulamadım, tekrar uğramak üzere ayrıldım. Sonraları bir merak bir merak bir akşam Üsküdar’dayken aklıma düştü, yer bulamasam da beklerim dedim ama mutlaka bugün gidip bir çay içeceğim. 
 
Neyseki yer vardı… İçeri girer girmez çok az bir sesle eski kayıttan bir tını kulağıma ilişti. Münir Nurettin Selçuk Kalamış’la karşıladı beni Asaf Osman Efendi. İçerisi küçük olduğundan oturduğum an yan masanın konuşmalarına kulağım takıldı. Birkaç konservatuar öğrencisi, içlerinden biri edebiyat okuyor. İki üç hocaları var yanlarında ve müzikten bir sohbet tutturmuşlar dünya umurları değil… Arada burada olacak imza günleriyle ilgili birşeyler lafladılar. Sonra öğrendim ki bu küçük mekana şu ana kadar birkaç yazar gelmiş, mekanı bilenler yazarların geleceğini duyanlar da ellerinde kitapları koşmuşlar, kitabı olmayanlar hazır fonda çayın keyfi varken koyu bir sohbet fırsatı yakalamışlar. 
 
İş içeceğiniz çayı seçme noktasına gelince bir durun derim ! Asaf Osman Efendi, burada bizi alışılmışın dışına çıkarıp şaşırtıyor. Çaylarınız makamlara göre kategorilenmiş. Demlikte bestelenen yöresel çaylar ve demlikte bestelenen harman çaylar olarak ayrılıyor.Bestenigar, Neveser, Suzinak, Ferahfeza isimlerinde içerikleri birbirinden farklı çaylar var. Her çay makamının havasına ve özelliğine göre düşünülmüş. Bir Ferahfeza ki ismiyle müstesna :) Siz bunu içerken fonda bir Ferahfeza çalıyor da olabilir. Hatta belki şanslıysanız tüm bunların yanında Yaprak Sayar ve konservatuar arakdaşlarının canlı meşkine bile denk gelebilirsiniz. 
 
 
Asaf Osman Efendi’de sıcak ve soğuk olmak üzere bütün çaylarınızı özel sunumu ve Proust’un Madlen Kurabiyesiyle birlikte alıyorsunuz. Mekan konservatuar ve edebiyat öğrencilerinin ağırlıklı uğrak yeri. Bu arada çayları hazırlayan ve sunumunu yaparken herkese çok farklı gelen bu çay repertuarı mönüsünü büyük bir sabırla anlatan mekanın işletmecisini de tebrik etmek gerektiğini düşünüyorum. Kolayına kaçmadan büyük bir zahmet vermişler. 
 
Her imkana sahip olduğumuz ama ruhtan ve güzel muhabbetten yoksun olduğumuz bu yüzyılda bu tatlarda mekanlara rastlamanın insanın başına gelebilecek nadir güzel şeylerden olduğunu düşünüyorum. Bu mekanların ayrıntılarına şahit olmak ve o muhteşem eşlik etme kabiliyetine sahip çayları içmek için mutlaka yolunuzu bu rotalara düşürün derim. 
 
Kulaklarımı çınlatacağınıza ben şimdiden eminim :)
 
E madem öyle adet yerini bulsun çayın son yudumunu bir sözle tamamlayalım. Herkesin iyi kötü ayrı ayrı çeşitlikte çayı aklına düşürecek bu yazıyı Necip Fazıl’ın bir sözüyle bitirir miyiz? 
 
Bence bitiririz. 
 
“…çaycı getir ilaç kokulu çaydan, dakika düşelim senelik paydan…”
 
 kaynak http://gezgindergi.com/
Haberin Devamı ►
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 

Copyright © BEYAZ BULTEN Design by O Pregador | Blogger Theme by Blogger Template de luxo | Powered by Blogger